Babasının kendisini okula göndermediğini ve evlendirdiğini, 1973 yılında eşinin bir kaza sonucu vefat ettiğini ve o zamanlar da yaptığı iğne oyasından vazgeçmediğini belirten Pakize Enücür, “7 yaşında öğrendim. Okula da gidemediğim için devamlı yaptım. İnşallah da yapmaya devam edeceğim. Evlendikten sonra devam ettim, eşim öldü. İki kızım, iki oğlum vardı.Onları iğne oyası yaparak büyüttüm. Onların okul ihtiyaçlarını da yine iğne oyası yaparak karşıladım. Parası da güzel kendisi de güzel. Gençlerde öğrensin. Eskiden iğne oyasına verilen değer daha büyüktü. Şimdiki nesiller iğne oyası yerine hazır işlere yöneldi. Bizim iş, göz nuru demek, emek demek, alınteri demek. Yaptığımız iğne oyalarının içinde en zoru coşturan ve küpeli dediğimiz ürünler. Ayrıca Yerçiçeği, bademli, yarım papatya gibi iğne oyası türleri de var. Müşteri hangisini isterse onu yapıyoruz. Ayrıca kitap ayraçları ve göğüs süsü de yapıyoruz. Yeni nesil bu işi öğrenmeli” dedi.