mobil casino sitelerien iyi casino siteleri
DOLAR32,5038% 0.08
EURO34,7826% -0.12
STERLIN40,2943% -1.04
FRANG35,7169% 0.28
ALTIN2.499,53% 0,61
BITCOIN2.106.632-0.413
reklam

Deprem Öldürmez; Bilim Dışı Uygulamalar Öldürür.

Yayınlanma Tarihi : Google News
Deprem Öldürmez; Bilim Dışı Uygulamalar Öldürür.
reklam

Depremi Unutmadık…

1999 Gölcük depremi yaklaşık milyonlarca insanımızın yaşadığı 9 ili (Bolu, Bursa, Düzce, Eskişehir, İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Yalova, Zonguldak) etkilemiş, 2010 yılında yayınlanan Meclis Araştırması Raporu’na göre 18.373 vatandaşımız ölmüş, 48.901 vatandaşımız yaralanmış, 505 vatandaşımız sakat kalmış, 96 bin 796 konut ve 15 bin 939 işyeri kullanılamaz hale gelmiştir.

17 Ağustos 1999 Gölcük merkezli depremden sonra, aynı yılın 12 Kasım günü 7.2 büyüklüğündeki Düzce depremi, 3 Şubat 2003 günü 6.4 büyüklüğündeki Afyon Çay-Sultandağı depremi, 27 Ocak 2003 tarihinde yaşanan 6.2 büyüklüğündeki Tunceli Pülümür depremi, 1 Mayıs 2003 tarihinde yaşanan 6.4 büyüklüğündeki Bingöl depremi, 8 Mart 2010 tarihinde yaşanan 6.1 büyüklüğündeki Elazığ Karakoçan-Başyurt depremi, 23 Ekim 2011 tarihinde Van’da yaşanan 7.2 büyüklüğündeki deprem, 21 Temmuz 2017 tarihinde yaşanan 6.5 büyüklüğündeki Bodrum depremi ve büyüklükleri 6’dan küçük çok sayıda deprem de depremlere ne kadar hazırlıksız olduğumuzu defalarca göstermiştir.

Ülkemiz bir deprem ülkesidir; küçük-büyük depremlerle kendisini bize hatırlatmaktadır.

Deprem gerçeği planlamada ve uygulamada yok sayılmakta, bu gerçek ancak yeni bir deprem meydana geldiğinde, sadece kamuoyunda görünür olmakta, ülke kamuoyu telafisi mümkün olmayan sonuçları tartışmaktan öteye geçememektedir.

1999 Marmara depremlerinden gerekli dersler çıkartılabilmiş olunsaydı, bu depremden sonra gelen yıkıcı depremlerin etkisi ciddi oranlarda azaltılırdı. Fakat hala bu durumun üzülerek devam ettiği görülmektedir.

Gölcük Depremi ülkemizi, bilinen ancak yok sayılan pek çok sorunla karşı karşıya bıraktı. Anadolu topraklarının sayısız deprem yaşaması, 1999 depremine “hazırlıksız yakalanma” iddiasını dayanaksız kılan tarihsel bir gerçeklik olmasının çok ötesinde, siyasi iktidarların nasıl bir vebal altında kaldığını gün yüzüne çıkardı.

Üniversiteler, bilim çevreleri, meslek odaları ve konuya duyarlı medya organlarının Marmara depreminden yıllar önce ısrarla gündeme getirdiği sorunların çözümü doğrultusunda adım atmayan merkezi ve yerel yönetimler; kaçak yapılaşmadan, sağlıksız, güvensiz ve adaletsiz kentleşmeden, deprem bilincinin güdük kalmasından birinci derecede sorumludur.

Bugün dahi Depremin bu kadar etki bıraktığı bölgemizde, olası bir deprem için yapılan çalışmaların neler olduğu, toplanma alanlarının sayısı ve durumu, geçici barınma (çadır vs) alanlarının konumu, acil durum yollarının hangileri olduğu, (bayram ve tatillerde izmite, Ankaraya gidebileceğimiz bir E5 ve otobanda durumun ne olduğunu bilmekteyiz) durumu ve bu alanların kapasiteleri, yaşamsal malzemeler için ne boyutta hazırlık yapıldığı, sağlık malzemelerinin durumu, içme suyu problemi ve arama kurtarma planları vs. de durumun ne olduğu bilinmezdir. Asıl olanın Depremin unutulmamasıdır. Bize de düşen görevin ise depremi unutmamak ve tedbirlerimizi almaktır.

İşin doğrusu, her 17 Ağustos’ta, kamuoyuyla aynı sorunları paylaşıyor olmanın yarattığı kısır döngüyü aşmak, sorunları dile getirenlerin değil, sorunları ortadan kaldırmaya muktedir olanların omuzlarında bulunmaktadır.

Deprem bir doğa olayıdır. Bilimsel veriler diyor ki; doğa kaynaklı bir olay olan depremin olmasını önlememiz mümkün değildir, ancak, depremlerin birer afete dönüşmesini engellemek bizim elimizdedir.

Kentsel dönüşüm çalışmalarının hızlandırılması ve biran önce derincemizde deprem öncesi binaların dönüştürülmesi gerekmektedir. Yeni yapılan binalarımızın zemin etütleri sadece bürokrasi yerine gelsin diye değil gerçek usulde yapılıp zemine göre mühendislik hizmetiyle gerçek değerlerle inşa edilmesini sağlamakla tedbirimizi almış oluruz.
Dinimiz bize tedbiri emredip takdiri Allah cc ‘a bırakmamızı emretmektedir.
Ne acıdırki depremin üzerinden 20 yıl geçmesine ragmen hala derincemizde yetkililer bu kentsel dönüşüm hususunda ilerleme kaydedemektedirler.
RABBİMizden niyazımız bizlere bir daha afetler göstermesin.
Tüm deprem zedeler ve şehitlerimize Allah cc dan rahmet diliyorum.

Yeniden Refah Partisi
Derince İlçe Başkanı

Yakup GÜZELTEPE

reklam

YORUM YAP

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.