Ramazan bayramı; oruç, ibadet, sabır, barış, huzur, birlik ve beraberlik, nefisleri terbiye etmek, tevbe etmek, yaşama ve yaşatma bilincini idrak etmek, fedakarlık ederek, yoksula, kim ve çaresize çare olmanın sevincinin bayramıdır.
İçerisinde pek çok, anlam, değer taşıyan Oruç ibadeti; sadakat, teslimiyet ve fedakarlığın göstergesidir. Ramazan boyu yediden yetmişe camilere koşan müslümanlar, Allah`a olan bağlılıklarını, yalnız onun rızası için oruç tuttuklarını, ondan başka sığınılacak makam olmadığını ispat etmişlerdir. Camilerde bir araya gelen cemaatleri birbirine bağlayan unsur, Allah’a iman ve islam kardeşliğidir.
İslam dünyası bir taraftan bayram sevincini yaşarken, memleketimizde terör belası ile uğraşmakta, uğraştırılmaktadır, öte yanda komşu ülkemizde koltuk elden gitmesin diye kendi halkını bomba yağmuruna tutarak çocuk-yaşlı demeden sivil halk katledilmektedir. İslam alemi misyöner ve provakotörlerin de oyunlarına gelerek maalesef birbirlerini katletmektedirler. Çin’de, Filistin’de, Türkistan’da ve dünyanın muhtelif yerlerinde asimile ve soykırıma tabi tutulan kardeşlerimiz bulunmaktadır. Onlar da kendilerine uzanacak bir merhamet elini beklemektedirler. Tarihte, dünyaya huzuru getiren öldürmek değil, barış olmuştur, bundan sonrada barış olacaktır. Çünkü; barış barışı, düşmanlık düşmanlığı getirir.
Yüce Allah bize “Ey iman edenler! Hepiniz topluca barış ve güvenliğe (İslâm’a) girin. Şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o, size apaçık bir düşmandır.” (Bakara,208) buyuruyor. O halde en birinci müştereğimiz olan İslam kardeşliğinde kalplerimizi birleştirerek, renge, ırka, dile, kültüre, coğrafyaya, makama, mevkiye, siyasi görüşe bakmaksızın kardeşçe yaşayalım, Habil gibi engin, Yusuf (a.s.) kadar derin, İbrahim (a.s.) gibi dost, İsmail (a.s.) gibi halim ve sabırlı olup, bu güzel huyların hepsini şahsında toplayan Hz. Peygamberimiz gibi olmaya çalışalım, yaradılanı yaratandan ötürü sevelim.
Evlerinden ve memleketlerinden zorunlu olarak ayrılarak ülkemize göçüp sığınanlara merhametle yaklaşalım, onların ve çevremizdeki düşkünlerin, Büyüklerimizi ziyaret edelim, küçüklerimize bayramı hissettirelim, komşu ve akrabaları ziyaret ederek bayramlaşalım. Bilhassa Ramazanda yapacağımız maddi ve manevi ibadetler binlerce katıyla sevaplandırılmaktadır.
Yüce Allah “Şüphesiz biz onu (Kur’anı) Kadir Gecesinde indirdik, Kadir Gecesinin ne olduğunu sen ne bileceksin. Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için inerde iner. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.” (Kadir Suresi) Yüce Peygamberimiz de “ Kim erdemine inananrak ve sevabını umarak Kadir Gecesini ihya ederse Allah onun geçmiş günahlarını bağışlar, her kim de Ramazan Orucunu inanarak ( sevabını Allah’tan umarak) tutarsa geçmiş günahları bağışlanır” (S.Buhari, Savm.6) Buyurur. Bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesinde yapılan bir ibadetin bin aylık sevaba denk olması demektir. O halde Kadir Gecesinde mümkün olduğu kadar ibadet, Kur’an okuma, tesbih, tevbe, sadaka ve benzeri hayırlı amellere daha yoğunlaşmalı, az bir çaba ve gayretle çok çok manevi kazançlar elde etmeliyiz. Bu duygular içinde; bütün İslam âleminin ve vatandaşlarımızın Kadir gecesini ve daha şimdiden mübarek Ramazan Bayramı`nı kutluyor, bayramın, İslam âlemine ve ülkemize, hanelerimize, insanlığa huzur ve mutluluk getirmesini Yüce Allah`tan niyaz ediyorum.
Yeniden Refah Partisi Derince İlçe Başkanı
Yakup GÜZELTEPE
